Marjinal ve Mutlu – İnsanlar Nasıl Kültürel Olarak Kopuk ve Aynı Zamanda Uyumlu Olabilir?

Nisan 30, 2024
8 Dakika Okuma Süresi

Aynı anda birçok kültürel gruba ait olmak, grup üyeliğinin karmaşık duygularıyla ilişkilendirilebilir.

Bu yazıda, birçok göçmenin marjinalleşmesine, kendilerini yaşamış oldukları ana akım kültürden ve miras aldıkları kültürlerinden kopuk olmalarına rağmen mutlu hissetmeleri olgusu üzerine bir açıklama getireceğim.

Kültürel olarak kopuk hissetmekle bağlantılı sonuçlar nelerdir?    

Belki de paradoksal bir şekilde, çoğu insan kendilerini farklılaştırma ihtiyaçlarını sosyal bir gruba ait olarak karşılarlar. Bununla birlikte aynı anda birden fazla kültürel gruba ait olmak, grup üyeliğinin karmaşık hisleriyle ilişkilendirilebilir (Cheng & Lee, 2009; Ryder, Alden, & Paulhus, 2000). Bu tutum, en az iki kültürle uzun süredir temas halinde olan (örneğin yurt dışında okudukları, yeni bir ülkeye taşındıkları ya da zengin bir kültürel mirasa sahip olan bir ailede büyüdükleri için) birçok insan için bilhassa göçmenler için bilindiktir. İçinde yaşadıkları ana akım kültürün gelenek göreneklerine uyum sağlamayı becerememek sosyal gerçekliklerinde başarılı bir şekilde gezinmelerini engelleyebilir ayrıca içinde büyümüş oldukları miras kültürün gelenek göreneklerini sürdürebilmeyi başaramamak da acı verici bir kayıp hissi ile sonuçlanabilir. Lakin birçok göçmen kendini marjinal, hem içinde büyüdükleri kültürel mirastan hem de içinde yaşadıkları toplumun ana kültüründen kopuk, hissetmekte (Berry, 2001).

Pek çok ihtiyaç grup üyeliği yoluyla karşılandığı için araştırmacılar geleneksel olarak dışlanmış bireylerin son derece dezavantajlı bir konumda olacağını varsaymışlardır. Bazı araştırmalar, diğer göçmenlerle kıyaslandığında marjinal göçmenlerin daha stresli ve depresif hissetmelerinin (Bhui ve diğerleri, 2005; Kim, Gonzales, Stroh, & Wang, 2006; Nakash ve diğerleri, 2012) yanı sıra daha düşük özsaygı ve yaşam doyumu da (Berry & Sabatier, 2010; Pfafferott & Brown, 2006; Pham & Harris, 2001) hissettiklerini bildirdiler.  Ancak bu model her zaman sürdürülemez. Marjinal göçmenlerinin büyük çoğunluğu uyum sağlamada sıkıntı çekmelerine, kültürel gruplarından kopuk olmalarına karşın mutlu bir şekilde yaşayabilmekte (Abouguendia & Noels, 2001; Nigbur et al., 2008; van Oudenhoven, Prins, & Buunk, 1998). Ayrıca birçok araştırmacıya göre marjinalizasyon konsept olarak halen tam anlaşılmamakta (Bhatia & Ram, 2001; Boski, 2008; Rudmin & Ahmadzadeh, 2001). Birlikte ele alınıldığında, araştırmalar, marjinalleşmenin açıklığa kavuşturulması gerektiğini öne sürüyor: mevcut teorileştirme girişimlerinin çok azı, bazı marjinal göçmenlerin neden iyi uyum sağlarken diğerlerinin uyum sağlayamadığını açıklamaya çalışıyor.         

Eşsizlik, marjinalizasyon ve potansiyel etkileri arasındaki bağlantıyı açıklığa kavuşturabilir mi?

Bu karmaşık sonuçları açıklamak için Profesör Roxane de la Sablonnière, Maya Rossignac-Milon ve ben bazı esas ihtiyaçların grup üyeliğinin dışında da karşılanabileceğini öne sürüyoruz. Bilhassa, kendini başkalarından farklı hissetme ve algılama birçok araştırmacı tarafından tanımlanmıştır (Hornsey & Jetten, 2004; Leonardelli, Pickett, & Brewer, 2010; Vignoles, Chryssochoo, & Breakwell, 2000). Bireyler kendilerini diğerlerinden farklılaştırmaya ihtiyaç duyarlar; mesela kendilerini farklılaştırdığını düşündükleri şeyi kimliklerinin merkezine yerleştirerek veya kendilerini farklı kıldığına inandıkları şekilde davranarak (Vignoles, Regalia, Manzi, Golledge, & Scabini, 2006). Genelde, bir gruba ait olmak ve bu grubu diğer gruplardan farklı bir şekilde görmek, bireylerin bu grubun ayırt edici kimliğini kendi bireysel kimliklerine dahil etmesine olanak tanır ve böyle olunca da farklılaşma ve farklı hissetme ihtiyaçlarını da karşılamış olurlar (Jetten, Spears, & Postmes, 2004; Sheldon & Bettencourt, 2002; Tajfel & Turner, 1986). Ancak diğer bireyler bu ihtiyacı, bireysel eşsizlik için çabalayarak (birey olarak eşsiz hissetme çabası ve eşsizliğine değer verildiğini algılayarak) karşılar (Brewer, 1991; Snyder & Fromkin, 1980).   

Hem miras hem de ana akım kültürlerinden kopmuş marjinal göçmenler muhtemelen oldukça eşsiz hissederler. Marjinalleşmeyi deneyimlemek, kişinin her iki kültüre de uymaması ve bu yüzden de başkalarından farklı hissetmesini içerir. Bu diğerlerinden farklı olma hissi, bireysel eşsizlik için çabalayan marjinal göçmenlerin esenliğinin kaynağı olabilir. Mesela, farklı kültürler sıklıkla çok farklı değer ve tutum dizilerini teşvik ettiğinden bireysel eşsizlik için çabalayan marjinal göçmenler iki kültürden de kopuk olmanın özel bir perspektif sağladığını ve onlara farklı olduklarına dair izlenimlerini vurguladığını hissedebilirler. Hem kendi miraslarından hem de ana akım kültürlerden kopmanın onlara ‘özel’ bir dünya görüşü kazandırdığını hissedebilirler.

Bir başka deyişle, marjinal göçmenlerin çoğu, bireyselliklerini vurgulayan bir durumda bulur kendini. Bu sebeple, bireysel eşsizlik için çabalayan marjinal göçmenler bu ihtiyaca karşılamak için özellikle iyi konumlanmışlardır ve dolayısıyla bu ihtiyacı karşılamanın olumlu sonuçlarından faydalanabilirler. Buna karşılık bireysel eşsizlik için çabalamayan marjinal göçmenler, bir esenlik kaynağı olarak bireyselliklerinden aynı ölçüde yararlanamayabilirler. Hatta eğer marjinal göçmenler bireysel eşsizliklerine fazla bir ihtiyaç duymuyorsa, o zaman bir birey olarak eşsiz hissetmek onları marjinal olmakla ilişkili olumsuz sonuçlardan koruyamayabilir. Belki de etraflarındakilerden farklı şekilde hissetmek onlar için bir sıkıntı kaynağı olabilir.  

Eşsizlik çabası, bazı marjinal göçmenlerin neden iyi uyum sağladığını açıklığa kavuşturabilir.

Üç çalışmada da ana iddiamızı destekleyen tutarlı sonuçlar ortaya çıkmıştır (Debrosse, de la Sablonnière, & Rossignac-Milon, 2015). Çalışma 1’de, bireysel eşsizlik çabası marjinal göçmenlerin özsaygısını yordarken, marjinal olmayan göçmenlerin özsaygısını yordamamıştır. Benzer şekilde, Çalışma 2’nin sonuçları, bireysel eşsizlik için çabalamanın, marjinal olmayan göçmenler için değil, marjinal göçmenler için daha yüksek mutluluk, daha yüksek pozitif ve daha düşük negatif duygular ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Çalışma 1 ve Çalışma 2, marjinalleşmenin ve eşsizliğin üniversite öğrencilerinin mutluluğunu, duygulanımını ve özsaygısını yordayıp yordamadığını incelerken, Çalışma 3 toplulukta işe alınan gençlerin özsaygısını ve yaşam doyumunu inceleyerek kapsamlarını genişletmeye çalışmıştır. Çalışma 3’te, eşsiz olma çabası, marjinal göçmenler için önemli ölçüde daha yüksek yaşam doyumu ve marjinal olarak daha yüksek özsaygı ile ilişkiliyken marjinal olmayan göçmenler ile ilişkilendirilmemiştir.  

Her üç çalışmanın sonuçları, marjinal göçmenlerin birey olarak eşsiz hissetmeye çalıştıklarında daha iyi uyum sağlayabildiklerini göstermektedir. Kısıtlamalarına rağmen, bu çalışmalar marjinal göçmenlerin uyumunda rol oynuyor gibi görünen bireysel bir farklılık olarak eşsizliğe olan ihtiyacı belirlememize izin veriyor. Dolayısıyla bu araştırmalar, göçe verilen en zarar verici tepkilerin bazen olumlu sonuçlara yol açtığını göstererek marjinalleşmeye yeni bir ışık tutuyor. 

Régine Debrosse tarafından yazılmıştır.

Çeviri: Ege Cansın Aydoğdu

Çeviriyi Düzenleyen: Havva Nur Akbulut

 

Yazının asli haline buradan ulaşabilirsiniz: https://www.in-mind.org/blog/post/marginal-and-happy-how-can-people-be-culturally-detached-and-well-adjusted

 

Kaynakça

Abouguendia, M., & Noels, K. A. (2001). General and acculturation-related daily hassles and psychological adjustment in first- and second-generation South Asian immigrants to Canada, International Journal of Psychology, 36, 163–173.

Berry, J. W. (2001). A psychology of immigration. Journal of Social Issues, 57, 615–631.

Berry, J. W., & Sabatier, C. (2010). Acculturation, discrimination, and adaptation among second generation youth in Montreal and Paris. International Journal of Intercultural Relations, 34, 191–207.

Bhatia, S., & Ram., A. (2001). Rethinking ‘Acculturation’ in Relation to Diasporic Cultures and Postcolonial Identities. Human Development, 44, 1–18.

Bhui, K., Lawrence, A., Klineberg, E., Woodley-Jones, D., Taylor, S., Stansfeld, S., Viner, R., & Booy, R. (2005). Acculturation and health status among African-Caribbean, Bangladeshi and White British adolescents: Validation and findings from the RELACHS study. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 40, 259–266.

Boski, P. (2008). Five meanings of intergration in acculturation research. International Journal of Intercultural Relations, 32, 142–153.

Brewer, M. B. (1991). The social self: On being the same and different at the same time. Personality and Social Psychology Bulletin, 17, 475-482.

Cheng, C.Y. & Lee, F. (2009). Multiracial identity integration: Perceptions of conflict and distance among multiracial individuals. Journal of Social Issues, 65, 51–68.

Hornsey, M. J., & Jetten, J. (2004). The individual within the group: Balancing the need to belong with the need to be different. Personality and Social Psychology Review, 8, 248–264.

Jetten, J., Spears, R., & Postmes, T. (2004). Intergroup distinctiveness and differentiation: A meta- analytic integration. Journal of Personality and Social Psychology, 86, 862–879.

Kim, S. Y., Gonzales, N. A., Stroh, K., & Wang, J.-L. (2006). Parent-child cultural marginalization and depressive symptoms in Asian American family members. Journal of Community Psychology, 34, 167–182.

Leonardelli, G. J., Pickett, C. L., & Brewer, M. B. (2010). Optimal distinctiveness theory: A framework for social identity, social cognition, and intergroup relations. Advances in Experimental Social Psychology, 43, 63–113.

Nakash, O., Nagar, M., Shoshani, A., Zubida, H, & Harper, R. A. (2012). The effect of acculturation and discrimination on mental health symptoms and risk behaviors among adolescent migrants in Israel. Cultural Diversity and Ethnic Minority Psychology, 18, 228–238.

Nigbur, D., Brown, R., Cameron, L., Hossain, R., Landau, A., Le Touze, D., Rutland, A., & Watters, C. (2008). Acculturation, well-being and classroom behaviour among white British and British Asian primary-school children in the south-east of England: Validating a child-friendly measure of acculturation attitudes. International Journal of Intercultural Relations, 32, 493–504.

Pfafferott, I., & Brown, R. (2006). Acculturation preferences of majority and minority adolescents in Germany in the context of society and family. International Journal of Intercultural Relations, 30, 703–717.

Pham, T. B., & Harris, R. J. (2001). Acculturation strategies among Vietnamese-Americans. International Journal of Intercultural Relations, 25, 279–300.

Rudmin, F. W., & Ahmadzadeh, V. (2001). Psychometric critique of acculturation psychology: The case of Iranian migrants in Norway. Scandinavian Journal of Psychology, 42, 41–56.

Ryder, A., Alden, L., & Paulhus, D. (2000). Is acculturation unidimensional or bidimensional? A head-to-head comparison in the prediction of personality, self-identity, and adjustment. Journal of Personality and Social Psychology, 79, 49–65.

Sheldon, K. M., & Bettencourt, B. A. (2002). Psychological need-satisfaction and subjective well-being within social groups. British Journal of Social Psychology, 41, 25–38.

Snyder, C., & Fromkin, H.L. (1980). Uniqueness: the human pursuit of difference. New York, NY: Plenum.

Tajfel, H., & Turner, J. C. (1986). The social identity theory of intergroup behaviour. In S. Worchel & W. G. Austin (Eds.), Psychology of intergroup relations (pp. 7–24). Chicago, IL: Nelson-Hall.

Van Oudenhoven, J. P., Prins, K. S., & Buunk, B. P. (1998). Attitudes of minority and majority members towards adaptation of immigrants. European Journal of Social Psychology, 28, 995–1013.

Vignoles, V. L., Chryssochoou, X., & Breakwell, G. M. (2000). The distinctiveness principle: Identity, meaning, and the bounds of cultural relativity. Personality and Social Psychology Review, 4, 337–354.

Vignoles, V. L., Regalia, C., Manzi, C., Golledge, J., & Scabini, E. (2006). Beyond Self-Esteem: Influence of Multiple Motives on Identity Construction. Journal of Personality and Social Psychology, 90, 308–333.

Social Minds

Sosyal biliş alanına ilgi duyan, psikolojiye merakla bakan bir grup lisans öğrencisiyiz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son Yayınlanan Çeviriler

Neden Bronz Madalya Kazanlar Gümüş Kazananlardan Daha Mutlu?

Günün sonunda, dünyada  sadece ikinci boksör ya da ikinci kürekçi olduğu  için ölümüne utanan bir adamın paradoksuyla karşı karşıyayız. 1 kişi hariç dünya nüfusunun tamamını yenebilmiş olması bir şey ifade etmez; o bir kişiyi yenmek için kendini ” sınamıştır ” ve bunu yapmadığı sürece

Akıllı telefonlar: Refah için bir tehdit mi?

Günümüzde akıllı telefonlar hem iş hem de özel hayatımızda kaçınılmaz bir rol oynuyor gibi görünüyor. Bununla birlikte, telefonun işle ilgili kullanımı söz konusu olduğunda akıllı telefonlar iyileşmeyi engelleyebilir ve bu nedenle refahımız için bir tehdit oluşturabilir. Post Views: 40

Kaçırmayın!