Tilburg’u Keşfetmek: Bir Erasmus Öğrencisinin Deneyimi

Şubat 4, 2025
4 Dakika Okuma Süresi

Merhaba, ben Ezgi. Erasmus+ programı ile 2023-2024 akademik yılı Bahar Dönemini Tilburg’ta geçirdim.

Erasmus dönemimden döndüğümden bu yana yaklaşık 7 ay geçti ancak deneyimin etkileri hala devam ediyor. Pek çok kişi, Erasmus’un tamamen olumlu bir deneyim olduğundan bahsediyor; ancak dürüst olmak gerekirse, gerçekler her zaman o kadar da toz pembe olmuyor. Burada paylaşacağım düşüncelerim tamamen benim kişisel deneyimlerimdir ve herkesin Erasmus süreci deneyimi değişebilir.

Özlem, sorumluluk alma ve alışık olmadığım bir kültürle tanışmak, Hollanda’nın kötü havasıyla birleşince beni oldukça zorladı. Başlangıçta, alışma sürecinin zorlu olacağını öngörsem de, tanışma etkinlikleri, oryantasyon programı ve sosyal aktiviteler sayesinde kendime yalnız kalacak çok fazla zaman tanımadım ve bu süreyi zorluk çekmeden geçirdim. Ancak Tilburg’da yaşadığım son birkaç ayda yaşadığım zorluklar, beklediğimden çok daha fazla oldu.

Beni en çok zorlayan unsur özlem oldu. Şimdiye kadar ailemden uzun süreli olarak bu kadar uzak kalmamıştım. İstanbul’da aile evinde yaşıyor olduğum için onlarla vakit geçirmeye çok alışkındım. Ancak Erasmus sürecinde onların eksikliğini çok derinden hissettim. İstanbul’dayken sık sık yurda gitme isteğimi belirtsem de, onları bu kadar özleyeceğimi hiç tahmin etmemiştim. Hem ailem hem de arkadaşlarım vizeleri olmadığı için beni ziyaret edemediler. Diğer Avrupalı öğrenciler aileleriyle geldiklerinde bu durumu kıskanıyordum. Bir gün oldukça kötü hissettiğimi ve sadece annemle görüntülü görüşüp moral bulmaya çalıştığımı hatırlıyorum.

Diğer bir zorluk ise Hollanda’nın havasıydı. Sürekli gri bir hava, aniden yağan yağmurlar ve değişken hava durumu benim için alışılmadık bir deneyimdi. Hava koşullarına alışmaya çalışırken, herkes bir şekilde hastalandı. Ben şanslıydım, ses kısıklığı dışında hastalanmadan bu süreci atlattım.

Ulaşım da başlangıçta oldukça karmaşıktı. Bisikletlerin yaygın olarak kullanıldığı Hollanda’da, bisiklet kullanmayı bilmediğim için toplu taşıma kullanmak zorunda kaldım. Bir kere, sadece bir durak gitmemiz gerekirken yanlış bilet alıp normalin altı katı bir ücret ödemiştim. Bu nedenle, toplu taşımayı erken bir şekilde öğrenmek çok önemli bir ders oldu. Bisikletle ulaşım sağlayamamak, sosyal hayatımda biraz uzaklaşmama neden oldu. Arkadaşlarım partiye veya bir gezintiye gitmek için bisikletleriyle kolayca ulaşıyorlardı ama ben, beraber gittiğim arkadaşım ile birlikte soğukta 40 dakika yürümek zorunda kalıyordum. Ayrıca, otobüs ve tren seferleri belirli bir saatten sonra bitiyordu. Bir noktada, uzun yürüyüşlerin ardından dışarı çıkmak dahi istemediğimi fark ettim.

Erasmus sürecinde Türk öğrencilerle tanışmak, bu deneyimi daha kolay atlatmama yardımcı oldu. Birlikte gittiğim arkadaşım dışında, en az 10 farklı Türk öğrenciyle tanıştım ve hala onlarla iletişim halindeyim. Türkçe konuşmak, gerçekten insanın ruhunu rahatlatan bir şey. Başta yabancı arkadaşlar edinmeyi tercih etsem de, sonradan Türklerle tanışmanın da bir o kadar değerli olduğunu fark ettim. Hollanda’daki bir Türk marketinde paramı düşürüp geri veren bir kadına Türkçe teşekkür ettiğimde, bana Türkçe cevap vererek “rica ederim” dediğinde hissettiğim rahatlama hala aklımda. Türk marketinde alışveriş yapmak da oldukça keyifliydi.

Gerçekten, başlangıçta yaşadığım tüm zorluklar dışında, bu deneyim beni çok geliştirdi. Özellikle arkadaşlıklarım ve kendi başıma hayata adapte olma becerim, bana büyük bir özgüven kazandırdı. Yabancı arkadaşlarımla kültürlerimizi, yemeklerimizi ve dillerimizi öğrenmek çok eğlenceliydi. Birçok farklı ülkeden insanla tanışmak, dünya görüşümü oldukça genişletti. Özellikle Yunan arkadaşlarım ile yaptığımız baklava tartışmaları hala komik anılar arasında yer alıyor. Birlikte yemekler hazırladık, ülkelerindeki toplumsal olaylardan bahsettik ve birbirimizi ziyaret etme sözleri verdik. Bu tür deneyimler, Erasmus sürecini unutulmaz kılıyor.

Zorluklar olsa da, dönüp baktığımda bu deneyimi tekrar yaşamak isterdim. Farklı kültürleri tanımanın, insanlarla yakınlaşmanın bana ne kadar katkı sağladığını şimdi daha iyi anlıyorum. Psikoloji bölümü okuduğum için, tüm bu deneyimler akademik ve kişisel gelişimimde önemli bir rol oynadı. Erasmus sürecinde yaşadığım her anı, şu an büyük bir özlemle hatırlıyorum.

Son olarak, Erasmus’a katılmayı düşünenlere verebileceğim en önemli tavsiye, boş zamanlarını arkadaş edinerek ve gezerek değerlendirmeleridir. Odanızda yalnız kalıp düşüncelerinizle baş başa kalmamak da verebileceğim bir diğer tavsiye olur. Birçok farklı ülke görmek, kültürleri tanımak ve her anı değerlendirmek süreci daha eğlenceli ve unutulmaz kılacaktır. Erasmus, sizi zorlayan ama sonunda sizi geliştiren bir deneyimdir. Zorluklar olsa da, geriye dönüp bakınca, her şeyin çok özel olduğunu göreceksiniz.

Erasmus sürecim ve Tilburg Üniversitesi deneyimim hakkında ayrıntılı bilgi almak için benimle iletişime geçebilirsiniz:
ezgi.onuk@ozyeğin.edu.tr

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son Yayınlanan Yazılar

Uzaklaşmak daha da yakınlaşmak mıdır?

Psikolojik Mesafe Teorisi’ne göre, bir şeyden fiziksel veya duygusal olarak uzaklaştıkça onu daha soyut, geniş ve anlamlı bir çerçevede değerlendirme eğilimindeyiz. Post Views: 31

Kaçırmayın!